Özgür İnternetimizi İstiyoruz... | RSS

Adnan Hoca'nın Tarikatında Cinsel Yaşam

DGM Cumhuriyet Savcısı Selim Berna Altay, 10 sayfadan oluşan yazılı mütalaasını mahkeme heyetine sundu. Sanık Adnan Oktar’ın, bir din adamı kisvesi altında diğer sanıkları kendine bağlamak suretiyle dini konularda açıklamalarda bulunmaya başladığı, zaman içinde bu bağlanışın tam ve disiplinli bir örgütlenme haline dönüştüğü anlatılan mütalaada, sanığın, bu gruplaşma içinde kendi yorumlarına ilişkin dini kurallar vaat ettiği, namaz vakitlerini 2'ye indirdiği belirtildi.

Sanıklar arasında gerek ekonomik, gerekse özel hayatın tıpkı bir komün gibi dışa kapalı ve kendine has kurallarla donatılmış bir yaşantı haline geldiği ifade edilen mütalaada, topluluğun erkek üyelerine ”kardeşler”, bayan üyelerine ”bacılar” şeklinde isim verildiği, gruplar içinde kıdemlenerek yönetici konumuna gelenlerin ise ”imam kardeş” ve ”imam bacı” sıfatları aldıkları anlatıldı.

Topluluk üyelerinin, günlük hayatta elde ettikleri kazançların küçük bir kısmını kendilerine harçlık olarak ayırdıkları, geriye kalanı ise kendi rızalarıyla topluluğun emrine sundukları kaydedilen mütalaada, bu paralarla topluluğa ait büyük bir çiftlik evi inşa edildiği, bir kısım toplantı ve faaliyetlerin de burada gerçekleştirildiği vurgulandı.

Cinsel yaşam…

Topluluğun kendine has bir cinsel yaşantısı olduğu, topluluk üyeleri arasında evlilik ve cinsel ilişkinin yasaklandığı ifade edilen mütalaada, daha sonra şöyle denildi: ”Ancak üyelerin, üye olmayan kişilerle cinsel temasta bulunmalarına izin verilmektedir. Topluluğun erkek üyeleri, arkadaşlık kurdukları kızları bu topluluğa ait evlere getirmekte, anal ya da oral ilişkiler, normal ilişkiye dönüşmesinin engellenmesini temin maksadıyla şahitlerin gözetiminde yapılmakta ve bu ilişkiden sonra mağdur, Adnan Oktar’ın beğenisine sunulmaktadır.

Bu sanıktan olur alındıktan sonra mağdur, topluluk içinde yer alan başka erkeklerle aynı şekilde ilişkiye zorlanmakta, bu safha sonrasında topluluğa üye olarak kabul edilmektedir. Topluluğun cinsel ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla getirilen bu kızlar için ‘motor’ tabiri kullanılmaktadır. Bu tür cinsel ilişkiler kameraya da kaydedilmekte ve gerektiğinde tehdit unsuru olarak kullanılabilmektedir.”

Mütalaada, Ebru Şimşek’in bu topluluğa üye yapılmaya zorlandığı, kabul etmeyince daha önce kameraya alınmış çıplak görüntülerinin basına verileceği söylenerek tehdit edildiği de anlatıldı. Dönemin İstanbul Milletvekili Celal Adan aleyhine bir kampanya başlatıldığı, müştekinin tüm geçmişinin en ince ayrıntısına kadar araştırılarak siyasi geleceğinin yok edilmesine çalışıldığı da belirtilen mütalaada, bu topluluğa karşı yapılan polis operasyonlarından sorumlu tutulan Mehmet Ağar aleyhine de karalama kampanyası yürütüldüğü kaydedildi. Mütalaada, topluluk üyelerinin, 1995 yılında Adnan Oktar ve topluluğu aleyhine yazdığı yazılar ve konuşma yaptığı radyo programı üzerine gazeteci Fatih Altaylı’yı da tehdit ettikleri bildirildi.

Hiç yorum yok: